Büyür
büyümez ne buldularsa kaptılar, ne gördülerse çaldılar, kimi gördülerse ortadan
kaldırdılar, başkasını hayatlarına ölümcül tehdit olarak bildiler, bu uçsuz
bucaksız çölde tek çare, kabile hiyerarşisi içinde birbirlerine kenetlenip
kendilerini himaye eden kafir de olsa baş eğip derelerimizden sokaklarımıza,
hukukumuza, kurumlarımıza hücuma geçtiler...
Toprak
bütünlüğünü ve anayasayı savunmayacaksan ve toprak bütünlüğü ve Anayasa’nın
milli düşmanlarıyla kol kola iş birliği içindeysen, sen kim adına iktidara
geliyorsun! Ve Cumhuriyetçilere düşmansan ve tek bir vatanseveri listelerine
taşımıyorsan, sen kimin hükümeti olacaksın!
Fransa,
işbirlikçi Vichy hükümetinin ihaneti altından kalkamadı, Türkiye, 2008’li
yıllardaki CIA ajanı hakim ve savcı hükümetinin altından kalkamadı, ordusu
hukuku dağıtıldı ve bunca trajediden sonra tam da nihayet Cumhuriyet’in
değerini anladık diyen yazarları dahi kafa kola alıp ön cepheye sürmüşler, hiç
şansınız yok! İşgale, ancak işbirlikçiler, düşman ve hainler, ‘işgal’ diyemez,
demez! Ve işgali size ‘bahar’ diye yutturuyorlar!
Kardeşlerim;
bizler kurumları, bedeni olmayan sözde hürriyetler içinde doğduk ama
yeminliyiz, bu kavgayı ne pahasına olursa olsun vereceğiz, çünkü biliyoruz,
bedeli olmadan bedeni olmaz hürriyetin, çünkü, çok istiyoruz bizden sonra bir
bedeni olsun hürriyetin...